Adam Grant, in his book Give and Take, says that people who help others without expecting anything in return (givers) become more advantageous in long run, compared to people who tends to take without giving (takers) and to people who tries to balance take and give (matchers). He also provides many supporting examples from different areas.
An excerpt that maybe reflects the essence of the book is five minutes approach from Adam Forrest Rifkin who practices it as a rule of giving: “You should be willing to do something that will take you five minutes or less for anybody.”
If we do accept that each person is unique, we may also accept that each person reserves unique possibilities for others. In other words, I do have the potential of doing something useful for anyone. Put differently, I might have the key to the gate that someone might joyfully like to go through, and I can achieve this with five minutes effort. The gate does not have to be a gigantic one, be it a tiny little gate, still it might be the very first door towards the main gate the person is trying to reach.
Surely, the opposite is true as well. Every person I encounter, might be holding a tiny key for me.
That’s a possibility, a probability. Indeed, potential does exists, yet to have it realized and having it reveal a positive, is a possibility, a probability. Potential needs to be set in motion. And motion can be triggered by a simple question, “what can I do for this person in five minutes?”
Another take from the book which includes a clear motion suggestion, “When you meet people,” says former Apple evangelist and Silicon Valley legend Guy Kawasaki, regardless of who they are, “you should be asking yourself, ‘How can I help the other person?'”.
In a way, its growing through giving, creating through giving, reaching your own potential through giving.
Adam Grant’ın Vermek ve Almak isimli kitabı, karşılık beklemeden başkaları için bir şeyler yapan insanların (vericilerin), bir şey vermeden almaya eğilimli insanlara (alıcılara) ve kabaca ‘aldığım kadar veririm’ diyen insanlara (dengeleyicilere) göre uzun vadede daha avantajlı olduklarını pek çok örnekle anlatıyor.
Etkileyici ve bir anlamda kitabın özünü yansıtan bir alıntı, Adam Forrest Rifkin’in kural olarak uyguladığı beş dakikalık destek yaklaşımı: “Beş dakika veya daha az vaktinizi alacak bir şeyi herkes için yapabiliyor olmanız gerekir”.
Her insanın eşsiz olduğunu kabul ediyorsak, her insanın, başkaları için eşsiz olasılıklar barındırdığını da kabul edebiliriz. Başka bir deyişle, ben, herhangi biri için faydalı olabilecek bir şey yapabilme potansiyeline sahibim. Hatta başka türlü söylersek, başka birinin içinden keyifle geçmek isteyeceği bir kapının anahtarına sahip olabilirim, beş dakikalık bir çabayla bunu paylaşabilirim. Kapı illa kocaman bir kapı olmak zorunda değil, minicik bile olsa belki de kişinin erişmeye çalıştığı ana kapı istikametindeki ilk minicik kapı olabilir.
Ve elbet, tersi de mümkün, tanıştığım herkes, benim için minik de olsa bir anahtar taşıyor olabilir.
Bir olasılık, bir ihtimal elbet bu. Daha doğrusu, potansiyelin kendisi var ancak potansiyelin ortaya çıkması ve olumlu bir şey sunması bir ihtimal, bir olasılık. Potansiyelin harekete geçirilmesi gerekir. Hareket ise basit bir soru ile tetiklenebilir, ‘beş dakika vakit ayırıp bu, şu, o kişi için ne yapabilirim?’
Kitaptan, hareket tavsiyesi içeren bir alıntı daha. Guy Kawasaki’ye göre “İnsanlarla tanıştığınız zaman kim olduklarına bakmasızın kendinize şunu sormanız gerekir; ‘Bu insana nasıl yardım edebilirim?'”
Vererek büyümek, vererek yaratmak, vererek kendi potansiyeline erişmek bir nevi.
One thought on “5 Minutes Favor – 5 Dakikalık İyilik”