Collapse of Compassion – Şefkat Çöküşü

“Collapse of Compassion” is subconscious act to eliminate ‘cost’ of taking action against mass suffering. Both in human rights and animal rights. This is why people sometimes show great care for individual suffering (as easy to show compassion like feeding a child, ‘mercy’ for an immigrant, help one person or care for one animal etc) and tend to ignore mass suffering (where bigger actions required to be organized, coordinate, show great effort, act in groups etc). Recent studies showing that this is not because ‘people are less capable of caring for group suffering’ but because of an active and subconscious regulation of emotions to suppress the compassion felt for mass suffering because we perceive it costly! For example, helping immigrants will need your devoted time and effort, or acting against mass murder of animals will require changing the whole diet. Costly! I understand, and this is exactly why we need to take a ‘conscious’ decision and start acting small, mass action will follow, will reach a tipping point!

Some related links:

“Şefkat Çöküşü” kitlesel acılara karşı harekete geçmemizi ‘maliyet’ sebebi ile engelleyen, bilinçaltı bir aksiyon. Hem insan haklarında hem de hayvan haklarında. Bu sebeple insanlar bazen kişisel bir acıya karşı büyük ilgi gösterirken (çünkü şefkat bu durumlarda basitçe gösterilebilir; bir çocuğu doyurmak, bir göçmene ‘merhamet’ göstermek, bir kişiye yardım etmek veya bir hayvanla ilgilenmek gibi) kitlesel acıları görmezden gelme eğiliminde oluyorlar (çünkü organize olmak, koordine olmak, çok çaba göstermek, grup halinde hareket etmek gibi daha büyük eylemler gerekiyor). Yakın zamanda yapılan çalışmalar gösteriyor ki bunun sebebi sanılabileceği gibi ‘insanların kitlesel acılara karşı yardım etme becerisinin daha düşük olması’ değil. Kitlesel acılara karşı hissedilen şefkatin, yüksek maliyet algısı sebebiyle (!) aktif ve bilinçaltı bir şekilde bastırılması ve ilgili duyguların regülasyonu. Örneğin, göçmenlere yardım etmek zaman ve efor ayırmamızı gerektirecek, veya hayvanların kitlesel olarak öldürülmesine karşı çıkmak tüm beslenme şeklimizi değiştirmemizi gerektirecek. Maliyeti yüksek! Anlıyorum, ve işte bu yüzden ‘bilinçli’ kararlar almak ve küçük adımlar atmak durumundayız, kitlesel adımlar arkadan takip edecek, bir kıvılcım anına ulaşılacaktır.

Advertisement

The Tipping Point – Kıvılcım Anı

“But if there is difficulty and volatility in the world of the Tipping Point, there is a large measure of hopefulness as well. Merely by manipulating the size of a group, we can dramatically improve its receptivity to new ideas. By tinkering with the presentation of information, we can significantly improve its stickiness. Simply by finding and reaching those few special people who hold so much social power, we can shape the course of social epidemics. In the end, Tipping Points are a reaffirmation of the potential for change and the power of intelligent action. Look at the world around you. It may seem like an immovable, implacable place. It is not. With the slightest push—in just the right place—it can be tipped.” “It is possible to do a lot with a little” (The Tipping Point, Malcolm Gladwell)

“Kıvılcım Anı dünyasında bir zorluk ve gelgeçlik varsa da aynı zamanda büyük miktarda umut da var. Sadece bir grubun sayısında oynama yaparak o grubun yeni fikirlere açık olmasında çok büyük ilerlemeler sağlayabiliriz. Bir bilginin sunumunda oynamalar yaparak onun yapışkanlığını önemli ölçüde artırabiliriz. Sadece büyük bir toplumsal gücü elinde bulunduran o birkaç özel insanı bulup onlara ulaşarak sosyal salgınların akışını biçimlendirebiliriz. Sonuç olarak, Kıvılcım Anları zekice yapılan bir eylemin gücünün ve değişim potansiyelinin teyididir. Çevrenize şöyle bir bakın. Sarsılmaz, amansız bir yer gibi görünebilir. Ama öyle değil. En küçük bir dokunuşla –doğru yere yapılırsa- bir kıvılcım çakabilir.” “Az bir şeyle çok şey yapmak mümkündür”

Kıvılcım Anı, Malcolm Gladwell; kitap özeti için tıklayınız.

The strength of weak ties – Zayıf Bağların Gücü

A study called “Getting a job” by sociologist Mark Granovetter reveals that people are not getting their jobs through their friends but through their acquaintances. Your friends occupy the same world that you do and it’s less likely that they will know what you don’t. However, your acquaintances live in a different world and it’s more likely that they will know what you don’t. So, if you are in search of something new, focus on acquaintances not on your closest ones.

Sosyolog Mark Granovetter’in İş Bulmak adlı araştırması, insanların arkadaşları aracılığı ile değil tanıdıkları aracılığı ile iş bulduklarını gösteriyor. Yakın çevreniz, sizinle büyük oranda aynı dünyayı paylaşır ve sizin bilmediklerinizi bilme ihtimali düşüktür. Oysa tanıdıklarınız sizinkinden çok farklı bir dünyada yaşar ve sizin bilmediğiniz bir şeyi bilme olasılıkları daha yüksektir. Yani, yeni bir arayıştaysanız, en yakınınızdakilere değil, bir adım ötedekilere odaklanın.

(from Malcolm Gladwell – Tipping Point / Kıvılcım Anı)