Replacing “but” with “and” – “Ama”yı “ve” ile değiştirmek

“Presence without resistance” says R.S. Zander & B. Zander in their book ‘The Art of Possibility’. They say, “the capacity to be present to everything that is happening, without resistance, creates possibility.” Not sure if no resistance at all and full acceptance would be a good choice in every case, but still it has a very valid point. ‘But’ is a kind of stop command for your brain ordering to stop thinking as there is no need, no possibility of a good thing to happen. On the other hand, using ‘and’, (and yes especially when you don’t know how to continue after the word ‘and’) is think command for your brain ordering to find a new solution. It’s an invitation for a new possibility. The same technique is also suggested for improved and constructive communication, it’s like an invitation for two. Try it, very simple and might bring some surprises.

“Direnmeden var olma” diyor buna R.S. & B. Zander “The Art of Possibility – Olasılık Sanatı” isimli kitaplarında. Şöyle diyorlar, “olan biten herşeye karşı, direnmeksizin var olma kapasiteniz yeni olasılıklar yaratacaktır.” Tam kabullenme ve hiç direnmemek her durumda uygulamak için ne kadar iyi bir seçim olur bilemiyorum, ancak bu yaklaşımın doğru olduğu bir taraf var. ‘Ama’ kelimesi, beyin için bir nevi dur komutu, beyne düşünmeyi bırak, gerek yok, iyi bir şey olma ihtimali yok diye emrediyor. Öte yandan, ‘ve’ kelimesini kullanmak, (ve evet özellikle ‘ve’den sonra nasıl devam edeceğinizi bilmediğiniz durumlarda) beyne yeni bir çözüm bulması emrini veriyor. Yeni olasılıklar için bir davet. Aynı teknik, etkili ve yapıcı iletişim aracı olarak da tavsiye ediliyor, bir nevi iki kişilik davet. Deneyin, çok basit ve yeni sürprizler yaratabilir.

Fear & Faith – Korku & İnanç

“One evening an elder Cherokee told his grandson about a battle that goes on inside all people. He said, “My son, the battle is between two wolves inside us. One is Fear. It carries anxiety, concern, uncertainty, hesitancy, indecision and inaction. The other is Faith. It brings calm, conviction, confidence, enthusiasm, decisiveness, excitement and action.” The grandson though about it for a moment and then meekly asked his grandfather: “Which wolf wins?” The old Cherokee replied, “The one you feed.”

Feed the right wolf!

“Bir akşam yaşlı bir Çeroki torununa tüm insanların vicdanında süregelen bir savaştan söz ederek, “Evladım, savaş içimizdeki iki kurt arasındadır.” der. “Bu kurtlardan biri Korku’dur; kaygı, endişe, belirsizlik, tereddüt, kararsızlık ve tembelliği temsil eder. Diğeri İnanç’tır. Bu da sükunet, iman, güven, coşku, kesinlik, heyecan ve hareketin temsilcisidir.” Torun bir an düşündükten sonra uysal bir tavırla dedesine sorar: “Peki savaşı hangi kurt kazanır?” Yaşlı Çeroki cevap verir: “Hangisini beslersen, o.”

Doğru kurdu besle!

from The One Thing, G. Keller, J. Papasan

Eat your frog first – Önce kurbağanızı yiyin

Could not verify but it’s said that it was Mark Twain who said something like “If it’s your job to eat a frog, it’s best to do it first thing in the morning. And if it’s your job to eat two frogs, it’s best to eat the biggest one first.” In another version it’s something like “Eat a live frog first thing in the morning and nothing worse will happen to you the rest of the day.” I heard it in MOOC – Learning How to Learn as “eat your frog first”. Doing the most difficult job of the day, or of the week for Monday for example, will help you in stopping procrastination, and will help you in having a more positive and relax approach for rest of the tasks of the day. Your frog might be your least liked task or the task you are not very good at. And, please eat your frog only metaphorically, and leave all animals off your plate.

Gerçekten söylemiş mi teyit edemedim, Mark Twain’e atfedilen iki ayrı alıntı var. Biri; “Eğer kurbağa yemeniz gerekiyorsa, en iyisi bunu sabah ilk iş olarak yapmaktır. Ve eğer işiniz iki kurbağa yemekse, büyük olandan başlamak daha iyidir.” Diğeri; “Sabah ilk iş canlı kurbağa ye, ve günün kalanında başına daha kötü bir şey gelmeyecek”. Öğrenmeyi Öğrenmek dersinde bunu “önce kurbağanızı yiyin” larak duydum. Günün, veya örneğin Pazartesileri için haftanın, en zor işini yapmak hem ertelemeyi azaltmanıza hem de geri kalan işler için daha rahat ve pozitif yaklaşabilmenize olanak verecek. Kurbağa en zor iş, en az sevilen iş veya iyi olmadığınız bir iş olabilir. Ve lütfen kurbağınızı sadece mecazi olarak yiyin, hayvanları yemeyin.

Childlike Creativity – Çocuksu Yaratıcılık

Oakley is using it in the context of memorizing things for long term by creatively associating things we learn with different memorable images. Yet, the sentence itself is a great one for other areas of creativity too. Just reach out.
For more / Daha fazlası için: MOOC in Coursera, Learning How to Learn, University of California, Barbara Oakley, Terrence Sejnowski

Oakley cümleyi aslında uzun süreli hafıza oluşturabilmekle ilgili kuruyor; öğrendiğimiz şeyi hatırlanabilir ve abartılı görsellerle yaratıcı olarak birleştirmek onları hafızada kalıcı hale getiriyor. Ancak cümle kendi başına yaratıcılıkla ilgili olsa sa, diğer alanlar için de geçerli diye düşünüyorum.

You need to love your colleagues – İş arkadaşlarını sevmek zorundasın

This time I dont know if this is scientifically proven or not, will check surely. However, it’s proven many times by my beloved colleagues from @wseturkey, and always stated as one of the biggest reasons for our successes. I’ve started to draft an article to further justify the intuition we had. In short, indeed in very very short, the demand and expectation around us becoming so extreme and we need a true support and diverse support (including emotions) from our colleagues, which is not happening without love. Otherwise, results are very usual, far from being great.
Bunun bilimsel olarak kanıtlanıp kanıtlanmadığını henuz bilmiyorum, ama bakacağım. Ancak, bu, @wseturkey ‘deki sevgili iş arkadaşlarım tarafından defalarca kanıtlandı, ve yaptığımız konuşmalarda hep başarılarımızın en büyük sebeplerinden biri olarak ifade edildi. Bu hissi daha fazla gerekçelendireceğim bir makale çiziktirmeye başladım. Ancak şimdilik çok çok kısaca, sebep şu; etrafımızdaki talep ve beklenti o kadar inanılmaz bir şekilde arttı ki, iş arkadaşlarımızın, duygusal tarafımızı da besleyen gerçek desteğine ihtiyaç duyuyoruz, ve bu gerçek bir sevgi olmadan olmuyor. Öbür türlü, başarılar olağanüstü olmaktan uzak ve normal olarak kalıyor.